19 Eylül 2010 Pazar

Sevmek




Çok sevdiğim bir yakınım, hayatımda en sevdiğim insanlardan biri, son 10 senedir bir “öğrenci” olarak nitelendiriyor kendini. "Ben bir öğrenciyim, bu hayatı ve sonrasını anlamaya çalışıyorum" der sürekli. Yaşıönemi yok, aslında her gün, her olay, herkese her zaman yeni bir ders. Yeterki meraklı olmaya, 3 yaşındaki çocuklar gibi “neden?” diye sormaya devam edelim...

Benim bu çok sevdiğim insan, Elif Safak'ın "Aşk" diye özetini geçtiği "Tasavvuf"'un veya “İlahi Aşk” ’in bir öğrencisi. Ben belki de Tasavvuf'un ne demek olduğunu ondan öğrendim.. Hayatım boyunca Mevlana'yi, Mevlevileri, Tasavvuf ile es değer kılmıs kafam. Oysa yanlışmışım.

Bu insan, hayatının 50 senesi geçtikten sonra, Tasavvuf ile, tekrar sevgiyi, sevmeyi, nefs'i, sabrı, yumuşaklığı keşfetmiş. O kalbinin sesini dinlemeyi öğrenmiş. Aslında kendisine sorarsaniz "daha cok yolum var, ben hala bir öğrenciyim, hergüöğrenmeye devam ediyorum" der.

Hayatımda tanıdığım en yumusak, en sevgi dolu, en sabırlı insan olmuştur her zaman. Çok seveni olan, insanlara can-i gönülden vermeyi seven, fedakar, eli açik bir insan olmustur kendimi bildiğim günden beri. Bu ozelliklerine rağmen, öyle büyük ve gözle görülür bir değisiklik var ki onda, bu gecen 10 sene icerisinde... Öncelikle mide ağrilari yok oldu ve yuzu huzur doldu. Ona trafikte küfür edene, "haklısınız, kusura bakmayın" diye yumuşak dille konuşmayı öğrendi. En beklemediğiniz insana/olaya, en sevgi dolu sekilde yaklaşmaya basladı. "Eşya" ' larına olan bağını (belki de bağımlılığını) bir bir kopardı. Maddi şeylere olan tutkunluğunu yendi (ona sorarsaniz hala kat edecek yolu var ama).. Ve hepsini severek, nefs'ini kontrol ederek yapti.

Iste biraz beynimizi durdurup kalbimizi dinlersek eğer, belki hepimizin yüzü huzurla dolar.. Ve belki bir gün sonunda şu taşıdığımız maskeleri bir rafa kalrabiliriz.. Ümitliyim. Herkes, herseye sevgi ve şefkat ile yaklaşabildiği gün zaten bu sona erişeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder