1 Kasım 2010 Pazartesi

Kosusturmalar.



Kendime disaridan bakabilmeyi basarabildigim zamanlarda, Mirkelam’in 15 sene kadar onceki klibi geliyor aklima…
Kostur kostur kostur… Nereye kadar?   Bir taraftan, ayni Mirkelam’in klibinde yaptigi gibi, fiziksel olarak kos kos kos!  Herhangi bir metropolde yasayan her insanin hayati boyledir sanirim, herkes surekli birseye, biryere yetismeye calisir, ve oyle bir kosturmacadir gecer ki gunler, insan evine ulasabildiginde kendini koltuga atip, duvara bos bos bakmaktan ali koyamaz.

Bir de diger taraftan, mecazi anlamda alirsak, gene kosuyorum kosuyorum ama bu sefer maalesef hep ayni yerde bosa harciyorum enerjimi.   Dusunuyorum, dusunuyorum, problemi anliyorum, nedenlerini buluyorum, cozumler uretiyorum, ama cozume ulasmak icin uygulamaya gec(e)miyorum bir turlu.   Her basladigim isi elimden gelen en iyi sekilde bitirmisimdir bugune kadar, ama bazi konular var ki, sonuca ulasmaktan kaciyorum…  Kaciyorum ve kactikca bosa kurek cekmeye devam ediyorum.  Bayagi yorucu bir hayat.

Annem her zaman bana:, “sen birseylerden kactigin icin surekli kendini mesgul tutuyorsun” der – ne de olsa kendi de oyle yapmis oldugu icin gecmiste, iyi biliyor herhalde.  Kesinlikle de katiliyorum.  Ama kac kac, kos kos nereye kadar?  Illa da bardagin tasacagi zamani mi beklemek gerek?  Kesinlikle hayir.  Kendimle ve korkularimla yuzlesmekten baska carem yok, bir kudret gelecek biliyorum, ve bekliyorum.

Eger bir koyde, kasabada yasasaydim hayatim bambaska olurdu…  Her ne kadar bazen 34 yasinda boyle hissediyor olmak garip gelse de, inzivaya cekilmek isterdim.  Kizim okuyacak, ogrenecek, arkadaslariyla olacak diye Istanbul’da kalmaya devam.  Halbuki huzurlu bir yerde yasayip, Istanbul’a gezip tozmaya, sevdiklerimi/arkadaslarimi gormeye gelmek ne kadar guzel bir senaryo olurdu degilmi?  Boyle diyorum demesine de, gerceklesse bir gun ne hissederim bilemem..  Ayni su aralar New York’u ve o deli dolu, hareketli yasami ozledigim gibi.  Insan kendi ikilemleriyle boguyor kendini.  Zaten daha once de bir yazimda soylemistim sanirim:  insanin en buyuk dusmani ancak kendisidir.   Onu kendi icinde dusunceleriyle bogarcasina bosa kosturan da, sokaklarda yorarcasina kosturan da… Hep kendisi…


 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder